ara kısa olsun devam edelim kaldığımız yerden ,
bu blogun amacı neydi ne oldu , nereden nereye geldi bilmiyorum ama böyle bi not defteri tadında bi mekan oldu benim için. içimde bişi biriktiğinde tuvalete gitmek yeterli olmadığında burayı kirletiyorum artık , o yüzden okuyacaklarınız beni bilmeyenler için pekte ilgi çekici gelmeyebilir bu vakitten sonra.
para önemli şey şu hayatta , keşke diyorum bazen her istediğimi yapabilecek param olsa, mesela kafama estiğinde atlayıp ankara'ya gidebilsem , ordan izmir'e geçebilsem , sonra da istanbul'a dönsem.. ya da dönmesem daha iyi istanbul'a :)
günlerimiz geçmekte , ben iyiden iyiye bir holigan olmaktayken değerli okuyucularım , hayatımın o sıkıcı monotonluğu kendini bir anda ardı arkası kesilmeyen ekşınlara bıraktı. baya baya hızlı yaşamaya başladım denebilir , gözümü açtığımda nerde , hangi şehirde olduğumu bilemediğim zamanlar geçti de denebilir , hepsi sizin görüşünüze göre değişen durumsallar.
neyse boş konuşmaları geçip kısa ve öz olan ana konuya dönelim , vücudun verdiği tepkilere ;
şimdi hepiniz çocuklar duymasın izledik , inkar eden yamulur. orda selami vardı , böyle kılıbık pısırık olan erkek karakter. ona ne zaman kötü bir haber , hoşuna gitmeyecek bir şey söyleseler midesi bulanır , kusmaya yeltenirdi.
bende de aynı durum var sanırım , ne zaman hoşuma gitmeyen , istemediğim bir şey duysam görsem kusasım geliyor. uzun zamandır görmezden geliyordum ama düşündükçe ne zaman böyle önemli bir olay olsa kötü haber olarak nitelendirdiğim ve gerçekten önemsediğim , eğer konuşmuyorsam o sırada hep midem bulanıp kusmak istedim. benim bünye böyle tepki vermeye nerden alıştıysa allah belasını versin diyorum ve soruyorum , ne yapmak gerekir bu durumda ?
son olarakta şarkılı türkülü postları bitirsekte kendime şu şarkıyı armağan ediyorum ;
herkes aynı hayatta
kendini birşey sanma
ne kadar çok bilirsen
o kadar bela başa
sen bilirsin aslında
aklımdan geçenleri
zaman herşeyi çözer
şu beklemek olmasa
gerisi anlamsız zaten , siktir edin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder