23 Mart 2013 Cumartesi

Yalnız ve Güzel Ülkem

Böyle dediğinde NBC , çok hoşuma gitmişti. Benim de yalnız ve güzel ülkem var  , NBC'nin gördüğünü ben göremiyorum ama benim gördüğüm güzelliği de o göremiyor. Karşıyaka taraftarı olduğumu , ülkenin her köşesinde senleyim diyerek bilimum şehire gittiğimi belirtmiştim daha önce. Son 1 , 1.5 yıldır gittiğim ve bulunduğum şehirleri kısaca yazacak olursam ;

İstanbul : Keşmekeş , her an her köşesinde tehlike , her şeyin olduğu çok hızlı şehir. Hiç zaafınız olmaması lazım , güçlü , ayakları yere sağlam basan biri olmanın yanı sıra seri hareket etmeniz gerekir , yoksa sizi indirirler bu şehirde aşağı. Mutluluk = para denkleminin en çok yer bulduğu şehir.

Ankara : Beni oldukça şaşırttı Ankara , klasik başken , her yer bakanlık , kurum , siyasi obje algısıyla gittiğim yerde gece hayatı beni dumurlara sürükledi. Cafe kültürü konusunda ülkemizdeki tüm şehirleri aşmış , bambaşka bir seviyeye çekmiş olayı. Gece hayatıda İstanbul hızlılığında , İzmir ucuzluğu ve kalitesi de bu iki şehirin arasında bi yerlerde. Yaşanır mı bilinmez ama Ankara güzel şehirmiş.

Eskişehir : Memleketim demesem de ailemin diğer tüm fertleri burada doğmuş . Köklerimiz buraya bağlı o yüzden Türkiye'nin en iyi gelişen şehiri diyebilirim. Gece hayatı iki üç gün için sizi bambaşka dünyalara götürsede belli kalıplardan kurtulamayan , sıkışık , ufak bir şehir Eskişehir. Öğrenci için ucuzluğuyla cennet olmasının yanı sıra değişen insan profiliyle de yaşanabilir bir yer olma konusunda ilerliyor.

Bursa : Net sevmiyorum Bursa'yı.Hakkında da bişi yazmak istemiyorum çünkü hep bir önyargım var. Güzel iskender yiyebilirsiniz bu koca şehirde , onun dışında benim için pek bir sempatisi yok.

Kütahya :Haritadan silsek kimsenin umrunda olmaz sanırım, Bilecik'in bile karikatürlere konu olma gibi bir vasfı var , Kütahya ondan da beter durumda emin olun. Porseleni dışında hiç bir numarası yok bu şehirin. Medeniyet olarak yakınındaki Eskişehir'e çekmek yerine onlar Uşak / Afyon üçlemesinde sıkışıp kalmışlar. İnsanları da , yapısı da gelişememiş şehir Kütahya. Ahmet Kural candır o ayrı.

Konya : Hep derler ya Konya'nın öyle muhafazakar göründüğüne bakmayın , tüm kötü şeyler orada olur diye , külliyen yalan. Gittim gördüm , Mevlana'yı gezdiğinizde huzur buluyorsunuz ama Konyalılar kafa olarak çok gerideler , insanları nezaket , misafirperverlik gibi olgulardan habersizler. Yemek olarak etli ekmek overrated ancak fırın kebabı fiyat / performans açısından sınıfta kalsa da lezzet olarak çok başarılı.

Sakarya : Enteresan milliyetçiliklerinin yanı sıra değerler konusunda çok farklı şehir Sakarya. Ramazan ayında alkol satan sayılı iki üç markete kilit vurulurken her köşede uyuşturucu bulmanız mümkün.Depremin etkisi midir , değerlere bağlılık mıdır bilinmez . Sakaryalı tanıdıklarım hep mert ve delikanlı insanlar oldular. Islama köfte de on numara köfte çeşididir tavsiye ederim.

Ereğli : Bahar aylarında gittiğim için midir bilinmez çok hoşuma gitmişti Ereğli. Erdemir'in şehire kattığı ağır sanayi havası olmasa çok güzel , şirin bir Karadeniz ilçesi olabilecekken onun sayesinde çok geriye gidiyor hava olarak. Ancak sahil şeridi görülmeye değer , kaçamak yapıp kafa dinlemek için ideal yer.

Bolu : Gördüğüm şehirler içerisinde Kütahya ile birlikte en çirkin şehir. Tabii ben şehir merkezini gördüm , Abant'ı görme şansım olmadı ancak genel hava ve iklim olarak İzmit'ten bile kötü bir yer Bolu. Sürekli kapalı ve kar hiç gitmiyor şehirden. Bembeyaz ve pis bir şehir bana göre , nasıl olur lan demeyin . Gidin görün , ya da boşverin değmez.

Adana : Bu sene iki kere gittim Adana'ya . Çok enteresan insanları var Adana'nın , tanıdıklarımı hep sevsem de sürekli şehirdeki diğerlerinin pisliğinden şikayet eden korku duyan bir kesim var. Adana yemek ve kebabı konusunda bişi söylemek için benim yazmamı beklemeyin , gidin yiyin. Benim dikkatimi çeken Adana tam bir hizmet şehiri. Parayı verdiğin mekanda krallar gibi ağırlanıyorsun ve ikram kültürü inanılmaz gelişmiş durumda.
Ancak Adana'da içinizi buran bir durum var , şehirin ortasından geçen nehirin öte yakası ülkemin görmek istemediğin köşeleri gibi dururken diğer tarafta insanlar gelişmiş şehir hayatı yaşıyorlar. Seviyorum Adanalıları.


Gaziantep : Sona bıraktım ki en büyük methiyeyi onlara düzeyim. Beni hayran bıraktı kendine Gaziantep. Öncelikle şehirlerle ilgili kafanızda oluşan portre Gaziantep için nasıldır bilemiyorum ama benimki gerçekle hiç örtüşmedi . Gaziantep yemyeşil bir şehir. Yapı olarak oldukça gelişmiş ve bunun içinde tarihi dokusunu da kaybetmemiş. İnsanları konusunda net bir fikrim olmasa da Gaziantep şu ana kadar yediğim en güzel yemekleri barındırıyor. Yolunuz düşerse Bakırcılar Çarşısı çıkışında İmam Çağdaş'a uğrayın ve bizi mutlu edin diyin orda sizinle ilginene , emin olun mutlu oluyorsunuz.

Bana göre şehirler aşağı yukarı bu şekilde   buralar güzel ama Karşıyaka hepsinden güzel diyerek noktayı koyayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder