8 Haziran 2013 Cumartesi

Gözümün gördüğü

Uzun zamandır yazamıyordum farkındayım , yazacak şeyler var da ben üşengecim. Birinden hoşlanmaya bile üşenen bi adamdan bahsediyoruz burda dikkat edin. Bakkala gitmeye , kalkıp mutfaktan su almaya , işemeye sıçmaya bile üşenen neslin temsilcilerindenim. Apolitik olarak büyüdüm , siyasi kavramların neler olduğunu üniversiteye gelince öğrendim ama konjonktürdeki partileri görünce onunla da vakit kaybetmedim. Ülke meselelerini umursamadım , vatan millet bilinci olmayan , ülkesini sevmeyen en ufak fırsatta yurtdışına kaçmayı düşünen , dini inancı olmayan , çöp nesilin üyesiyim.
Ha standart bi adam değilim asla , kendime göre doğrularım , ilkelerim var elbet ancak bunlar birçok insana boş gelen şeyler onlara değinmek istemem. Uzun süredir maçlara gidip geldiğim için bu ülkede polisin insanlara nasıl zulüm ettiğini en yakından bilenlerdenim.Hiç bir polise güvenmiyordum bu direniş olaylarından önce , eve geldim o tazyikli suyla takla atan adamı görünce içim acıdı. Üstümü değiştim ve taksimin yolunu tuttum.
Direnişte yaşadıklarım aleyhimde delil olarak kullanabileceğinden ötürü burada paylaşmıyorum ancak polis şiddetinin ne denli olduğunu belirtmek amacıyla şunları not etmeden geçemem sayın okuyucum ;
- Galatasaray Hamamı önünde üzerimize plastik mermilerle ateş edildi , lazerli silahları kafamıza nişan aldılar.
- Taksim Hill House Hotel'in kafesine sığınmışken kapalı kapıyı açıp içeri biber gazı atılıp kapı üstümüze kapatıldı.
- Beşiktaş'ta başbakanlık ofisi önünde kalbimden nişan alınarak vuruldum. Biber gazı kapsülü sıktı "insaflı" polisimiz.

Polis şiddetini sadece ben bilmiyorum artık bu ülkede , milyonlarca insan medya istediği kadar sansürlesin artık gerçeklerin farkında. Ben biliyordum zaten hehehe modunda herkes ama şunu göz ardı ediyoruz. Hiç birimiz medyanın bu kadar satılmış olabileceğine ihtimal vermiyordu , hiç birimiz polisin bu zulmüne uzunca süre devam edebileceğini düşünmüyordu. Ama hepsi bir bir gerçekleşti. Benim gibi olan nice gençte medyada  siyasilerin açıklamalarını duydukça , görüntüleri izledikçe sokaklara çıkmaya devam etti. Herkes bizi alkışlıyor , götünü kaldırmaya üşenen nesillerin nasıl meydanlarda özgürlük çağrısı yaptığına kulak veriyor. Kendi açımdan değerlendirecek olursam bu olaylar sonucunda ben bu ülkede çok güzel insanlar olduğunu fark ettim. Ailelerimiz meraktan ölsede , her an ölüm tehlikeleri atlatsakta sesimizi duyurduk.
İnsanlar artık bizi göz ardı ederek bir şeyler yapmamalarını gerektiğini anladı ya da anlayacak.Hepimize helal olsun , bu ülkede güzel şeyler de var arkadaş dedirtti bana olaylar. Medya olayları üçüncü gününden itibaren yansıtmaya başlasa da hala birçok yayında dezenfermasyonlar havada uçuşuyor çapulcu kardeşlerim. Provokasyonlar çok abartılıyor. Orada yer alan provokatör sayısı gelen eylemcilerin yüzde 5'lik kısmını bile oluşturmuyor diyebilirim kendi gözlemlerime dayanarak.
Hani hiç umudunuz olmaz ama her günün bir sabahı vardır derler ya , işte öyle oldu bu hareket benim için. Hissiyatlarım çok yoğun , dedikleri gibi biber gazı sıkmalarına gerek yoktu zaten yeterince duygusal çocuklarız. Birçok konuyla daha çok ilgiliyim artık. Bu ülke bizim diyebiliyorum. Koyun olan halkıyla  , provokatörüyle , osuyla busuyla herkesi çok sevdiğimi farkettim. İnsanların bu denli sevgi pıtırcığı olmuşken bu eylemlerin bir sonuca bağlanması gerektiğini de düşünüyorum ama günümüz partileri içinde bunu üstlenebilecek vasıfta bir parti olduğunu da düşünmüyorum.

Son olarak yaralandığımda geçmiş olsun diyen tüm dostlara arkadaşlara selam olsun , iyiyim. Direnen kızların çok güzel olduğunu söylemiş miydim ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder